BİZ TÜRKLER İŞİMİZE GELİNCE HERŞEYE ORGANİZE OLURUZ
ECE PİRİM: Peki sizce Türk toplumu olarak her şeyde filmin adı gibi organize olabiliyor muyuz?
TOLGA ÇEVİK: İşimize gelince diye bir tabir vardır. Çok güzel bir Türk tabiri bu. İşimize gelince oluruz. Yani mesela; birinin bize borcu varsa onu almak için çok güzel organize oluruz.(Gülüşmeler)
ECE PİRİM: Yurdışında yaşamış biri olarak Türkiye ve Türk insanın nasıl tanındığı konusunda sizin gözlemleriniz nedir? İstediğimiz imajı sağlayabilir miyiz?
TOLGA ÇEVİK: Sağlayamayız. Çünkü zaten bizi istediğimiz pencereden görmek istemeyen bir çevre dünyamız var. Ama canları sağ olsun yani biz içimize sindire sindire inandığımız şeyi yaparsak, ben görmem de çocuklarım görür belki. Benim umudum var. İyi bir şey yaptığınız zaman eninde sonunda sizi takdir ederler.
ECE PİRİM: Peki AB ile ilgili düşünceleriniz neler?
TOLGA ÇEVİK: Üzgünüm AB ile ilgili üzgünüm. Çok fazla siyasetten anlamam. Zevk de almam. Bana inandırıcı gelmez politika. AB konusunda da ben Avrupa'da olsam bizi istemezdim. Çünkü biz bir arada yaşamayı bilmeyen bir toplumuz. Yani daha önce de söylediğim gibi bir oyuna gelince kısa mesaj çeken arkadaşlarım var veya "kapat ben seni sonra arayacağım" diyenler var. Şimdi o ayrı bir hata, yanında ki "lütfen kapatır mısınız" demediği için ayrı bir hata, dolayısı ile herkes hatalı. Yani biz hatası çok olan kişilerden meydana gelmiş bir toplumuz. Bunun içine ben de dahilim. Şu ara AB'de olmayı hak ettiğimizi sanmıyorum. 3-5 yere asfalt döküp, birkaç binayı boyamakla olacak şey değil. Nasıl ki İstanbul'un her yerine gizli metro yapamıyoruz. Çünkü 300 sene öncesinden hatalı bir başlangıç var. Bizim AB'ye girebilmemiz için 300 sene öncesine dönüp yıkıp, yeniden yapıp girmeye çalişmamız lazım. Bu sefer de
AB bizden yine 300 sene ileride olmuş olacak.
ECE PİRİM: Kurallara karşı da toplum olarak bir antipatimiz var sanki değil mi? Uymak istemiyoruz.
TOLGA ÇEVİK: Evet, kuralsızlık hastalığımız var. Yurtdışında yaşarken şöyle bir şey yaşadım. Dört yollarda kesinlikle ne ışık, ne birşey var. Arabalar geliyor, herkes birbirine saygılı ve kurallar uygun şekilde yol vererek geçiyor. Ben hayretle izledim. Yani neye göre geçiyorlar. Çok basit o benden önce gelmiş o geçecek, sonra ben geçeceğim diyor. Bu kadar basit. Sonra öğrendim ki benim okuduğum ve yaşadığım kasabada en son trafik kazası 6,5 yıl önce olmuş ve 2 Türk çarpışmış. Düşünebiliyor musunuz? Bana ondan sonra Türkiye'yi tanıt dediklerinde ne diyebilirim ki?
"FUTBOL KURALINA GÖRE OYNANMALI, YABANCILAR BUNU DAHA DOĞRU UYGULUYOR"
ECE PİRİM: Size hoşlanmadığınız konular sorulduğunda "futboldan hoşlanmıyorum" diye cevap veriyormuşsunuz. Bu erkekler açısından çok alışıldık bir cevap değil. Gerçekten öyle mi?
TOLGA ÇEVİK: Evet, pek hoşlanmam.Aslında tam olarak öyle de değil. Mesela bir Barcelona-Real Madrid maçı olunca seyrediyorum. Futbolund a kendine göre bir mantığı ve kuralları var. Penaltı diye bir şey var. Barcelona-Real Madrid oynadığı zaman penaltı oluyor. Hakem penaltı yerini gösteriyor, düdüğü çalıyor ve bütün oyuncular pozisyonlarını alıyorlar. Biz de ise bütün oyuncular hakemin üstüne çullanıyor. Dünya'da şöyle bir şey var. Futbolu sevmememe rağmen çok araştırdım. Dünya'da iptal edilen bir penaltı kararı yok. Eh sen ne diye çullanıyorsun, adam vermiş o kararı. Artık sus, yerine geç bir gol daha yeme. Bizde oyuncular nedense çok duygusal davrandığı için Avrupa futbolunda gördüğüm
ve yaşadığım zevki bana vermiyorlar.
ECE PİRİM: Hobilerinizden biri de fotoğraf çekmek. Siz de yanınızda hep fotoğraf makinası ile mi geziyorsunuz?
TOLGA ÇEVİK: Çok seviyorum fotoğraf çekmeyi ama sadece bir amatörüm. Evet, ben de fotoğraf makinam yanımda gezerim. Fotoğraflarla an yakalamayı çok seviyorum. Aslında her oyuncunun da fotoğraf çekmesi gerektiğine inanıyorum. Yakalanan o kareler bakış açısı ve yaratıcılığın gelişmesi açısından faydalı olabilir.
ECE PİRİM: İnteraktif oyunları nasıl buluyorsunuz? Seyircilerin de zaman zaman oyuna dahil olmaları nasıl sizce?
TOLGA ÇEVİK: Bu bir tarzdır. Ayrı şeyi mukayese etmek yanlış olur ama benim çok fazla ilgimi çeken birşey değil. Çünkü benim inandığım şu: Biz öyle bir şey sergilemeliyiz ki seyirci koltuğuna mıhlanmalı ve saatine bakmadan, zamanın nasıl geçtiğini anlamamalı. İnteraktif bana biraz kaçak dövüş gibi geliyor. Yani oyunda riskli yerler var, seyirciyi de dahil edip kotaralım fikri
varmış gibi geliyor. Belki de yanlış düşünüyorum. Biraz utanıyorum söylerken ama bana böyle geliyor. O yüzden de beni çok cezbetmiyor.
ECE PİRİM: Aslında bu tarz oyunlar seyirci açısından renkli olabilir. Herkes beni çağıracak mı diye düşünür herhalde.
TOLGA ÇEVİK: Valla şu var, şuna inanıyorum. İyi oynarsanız, seyirci sizi kilitlenerek seyreder. Yani illa ki o şekilde heyecanlanması gerekmez. İşinizi iyi
yapıyorsanız, seyirci hep heyecanlanır.
ECE PİRİM: Uzun yıllar önce Türkiye'nin önde gelen yapımcı,yönetmen ve usta oyuncuları, gelecek vaad eden oyuncuları belirlemişler.10 kişinin yer aldığı bir liste çıkmış ve bu liste de sizde varsınız. Bu çok özel bir durum ve insanı sanat adına daha da motive eder bence. Siz neler düşünüyorsunuz?
TOLGA ÇEVİK:Yaklaşık 11 yıl önce oluştu bu liste ve ben 22 yaşlarındaydım. Çok büyük onur benim için gerçekten. Bu piyasada 3-5 bin kişiyiz. Böyle kısıtlı
bir listenin içinde adımın geçmesi çok onur verici. Ben de her yaptığım işte "İyi ki biz bu çocuğu listeye koymuşuz." desinler isterim. O yüzden daha az ama seçtiğim işleri yapmaya çalışıyorum. Kendimi daha çok geliştirmeye çalışıyorum. İnşallah o kafalarındaki güzelliğe layık oluyorumdur her geçen gün.
"CEM YILMAZ KAYINBİRADERİM VE ONUNLA ANLAŞMAK ÇOK KOLAYDIR"
ECE PİRİM: Bir taraftan da evli ve 2 çocuk babasısınız. Cem Yılmaz da kayınbiraderiniz. Aranızda ki ilişki nasıldır?
TOLGA ÇEVİK: İyiiii, hep biz de kalır.(Gülüşmeler) Çok mütevazı ve iyi yüreği olan bir insan olduğu için onunla anlaşmak kolaydır. Ailesi olduğu gibi çok iyi insanlardan oluşuyor. Evliliklerde bu çok önemli. Yani eşinizin ailesi de çok önemli. Bu anlamda çok doğru bir karar verdiğimi düşünüyorum. Çok gülen bir sülale haline geldik ve bu çok güzel. Bu tarz ilişkilerin yürümesinde çok önemli bir temel taşı. Aman biz kapımızı kapatalım, gerisi önemli değil demek yanlış. Ben de bu anlamda çok şanslı bir damadım galiba.
ECE PİRİM: Eşiniz de şanslıdır muhakkak. O zaman size çocuklarınızla birlikte sağlıklı, mutlu ve bol kahkahalı günler diliyoruz. Avrupa Yakası'nda da zevkle izliyoruz. samimi sohbetiniz için çok teşekkür ederim.
TOLGA ÇEVİK: Ben de çok teşekkür ediyorum. Her konuda biraz fikirlerimi söyleyebildim.Avrupa Yakası ve başka projelerde de buluşmak üzere diyorum.
Kaynak:
www.kanalturk.com.tr