Konservatuar sınavını kaybetmekle şekillenen bir hayat
Organize İşler`in Evreşeli Süpermen`i, Avrupa Yakası`nın Sacit`i, Komedi Dükkânı`nın mucidi, Cem Yılmaz`ın eniştesi: Tolga Çevik.
2007`de yükselme dönemine giren, adından çokça bahsettiren Tolga Çevik; `yetenekli genç oyuncu`, `çıkış yapan oyuncu` havasındaki haberlere konu olsa da 12 yıl önce başlıyor tiyatro macerası.
Özel Doğuş Koleji`nden mezun olduktan sonra içinde yanan tiyatro aşkıyla konservatuar sınavlarına girer. Sonu hüsran. Aradan uzun yıllar geçecek tiyatro, sinema ve son olarak TV`de yeteneğini ve başarısını ispat ettikten sonra geçmişiyle barışarak anlatacaktır o güne ait gerçek duygularını. 67 numarayla girdiği sınavı kendisi kazanamazken 69 numaralı `pepe` olan bir adayın kazanmasına ne kadar içerlediğini ve küstüğünü.
Konservatuar sınavını kaybetmekle şekillenen bir hayat. Liselerarası tiyatro yarışmalarında ödüller alırken, yeteneklisin, komiksin iltifatları havada uçuşurken reddedilmek. Kaybetmek, aşırı hırslardan arındırılıp kararlı bir azme dönüştürülürse nasıl olurun cevabı bir taraftan da.
Tiyatrocu olma kararlılığıyla Yeditepe Oyuncuları tiyatro atölyesine katılır kursiyer olarak. Oyunlarda rol almaya başlamasına rağmen konservatuar eğitimi alma sevdasından vazgeçmez. İmdadına hocası Göksel Kortay yetişerek sınıf arkadaşı Fay Dunaway`e mektup yazar. Central Missouri State Univercity`e yetenek sınavına bile girmeden kabul edilir Tolga Çevik bu referans sayesinde.
4 yıl ABD`de Tommy Le Jones, Robin Williams gibi ünlü aktörlerden ders alır. Tebrik ederiz süper bir öğrenci oldunuz diyen ABD eğitim sisteminin sırrını taşıyan cümle ile mezun olur. Öğrenmeyi öğrenmiştir. Öğrenmenin sonunun olmadığını, oldum dediği an biteceğini. Ve tabi yeteneğini pazarlamayı.
Dönüşünde vefa örneği göstererek soluğu Yeditepe Oyuncuları tiyatrosunda alır. Rolü hazırdır. Mehmet Ali Erbil`i meşhur eden şehir efsanesi tadında anlatılan Küheylan rolüyle dikkatleri çeker. İkinci Küheylan efsanesi öznesini bulmuştur.
İkinci bir Mehmet Ali Erbil vakası mı yaşanacak endişelerini boşa çıkarırcasına uzun yıllar tiyatro sahnesinin tozunu yutar. Sahnede 4 yıl Küheylan`ı oynarken aynı yıllarda televizyon dizilerinde de rol almaya başlar ama dikkat çekmez. İlk dizisi Feride, Aşk ve Gurur dışında kadrosunda bulunduğu diğer diziler reytinge mağlup olur.
Kaderin bir cilvesi olarak Star TV`de yayınlanan bir medya imparatorluğunun yaşadıklarını aşk, ihanet paydasında entrikalar eşliğinde anlatan Aşk ve Gurur adlı dizide Savaş rolünü oynarken, babaannesini oynayan Yıldız Kenter ile aynı seti paylaşır. Bir gün Yıldız Kenter neden konservatuar eğitimini ABD`de aldığını sorar. Beni almadılar cevabı üzerine kimin almadığını merak eder. Tolga Çevik çekinerek kızmayın ama siz almadınız diye cevap verir. Yıldız Kenter`in hayırlısı olmuş canikom sözü ile birlikte yıllardır içinde taşıdığı ve büyüttüğü tüm negatif duygular akar gider.
Küheylan oyunuyla tanınmasına, sinema ve tiyatroda sayısız ödüller almasına rağmen Organize İşler`in Evreşeli Süpermeni Samet olarak çeker medyanın dikkatini. Harbiden Süpermene benziyor diyen Yılmaz Erdoğan da gördüğü en iyi oyuncu olduğunu vurgular Tolga Çevik`in.
Oyunculukla ailem arasında seçim yapmam gerektiğinde oyunculuğu bırakır limon satarım diyen Tolga Çevik evli ve iki çocuk babası. Vizontele zamanında Cem Yılmaz`ın kardeşi Özge ile tanışır ve evlenir. Baba olacağı gün Organize İşlerdeki rolü kapar.
Ben sanatçıyım marjinal yaşarım diyenlerden değil o. Bunca başarıya rağmen neden star değilsiniz sorusunu kaybedecek çok şeyim var diye cevaplıyor. Star olmak uğruna hayatınızdan ödün vermeniz gerekebilir benim öyle bir lüksüm yok. Her şeyi tam olan bir star yok ama benim her şeyim var.
Televizyon seyircisinin gönlünde Ata Demirer`in ayrıldığı Avrupa Yakası kadrosuna dâhil olduktan sonra taht kurar. Oyun stili Yılmaz Erdoğan`a benzetilir. Halbuki benzeyen oyun stili değil oynadığı karakter: Nişantaşılı Mükremin Çıtır.
Oyunculuk kapasitesini ve zekâsını TV8`de yayınlanan interaktif tiyatro Komedi Dükkânı ile ispatlar. Hatta Komedi Dükkânı`ndan sonra Avrupa Yakası`nda oyunculuk yeteneğinden yeterince yararlanılmadığı düşünülür. O ise bu durumu oyuncu hamur olmalı ve üsluba uymalı, Avrupa Yakası`nda antrenman yapıyorum, Komedi Dükkanı`nda kendi maçıma çıkıyorum diye izah ediyor.
Bir tiyatro sahnesi, dünyadan bihaber biri 35 diğeri 65 yaşında hiç bir şey olamamış iki loser oyuncu, zeki seyircinin sözcüsü gizemli bir yönetmen ve bir piyanist. Kavuklu ve Pişekar`ın modern versiyonu olan format Tolga Çevik`in diğer kayınbiraderi Can Yılmaz`ın konsept danışmanlığında gerçekleşiyor.
Bünyesinde sanatçı kaprisi barındırmayan Tolga Çevik hep mütevazı hep utangaçtı. Başarısını ispat edip seyirci sayısını fısıltı gazetesiyle her gün artırıp medyanın dikkatini çekene kadar. Komedi Dükkânı`nın konsepti de bana ait başarımı beni konservatuara almayanlara borçluyum diyerek bıçak sırtında gezinmeye başladı. Oldum demenin öldüm demekle eşdeğer olduğunu unutmuş gibi. Komedyen olmak tiyatro kökeni ve adap gerektirir diyen Tolga Çevik bu dönemi hasarsız atlatabilecek alt yapıya sahip.
Komedi Dükkânı başarısını reyting ölçümlerine dâhil olmayan bir kanalda reyting endişesi yaşamamasına borçlu. Daha önce birçok örnekte de görüldüğü gibi TV8 veya diğer bağımsız kanallarda başarılı olan ve tüm medya tarafından alkışlanan program ve kişiler ulusal kanallara transfer olduğunda grup savaşlarının ortasında buluyor kendini. Reyting savaşıyla birlikte `bizde olmayan kötüdür` eleştirilerine maruz kalıyor ve yaşam hakkı tanınmıyor.