Tolga Çevik Fan Sitesi (:
En Zibidi (!) Siteye HosGeldiniz Smile

Tolga'nın Bal'ıyım Diyorsan Üye Olmalısın



TOLGACEVİK.1TALK.NET

Tolga Çevik Yeni Asır röportajı 83179575
Tolga Çevik Fan Sitesi (:
En Zibidi (!) Siteye HosGeldiniz Smile

Tolga'nın Bal'ıyım Diyorsan Üye Olmalısın



TOLGACEVİK.1TALK.NET

Tolga Çevik Yeni Asır röportajı 83179575
Tolga Çevik Fan Sitesi (:
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Tolga Çevik Fan Sitesi (:


 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Tolga Çevik Yeni Asır röportajı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
.::cєνíк::.
ραтяση
ραтяση
.::cєνíк::.


Mesaj Sayısı : 328
Kayıt tarihi : 27/07/09

Tolga Çevik Yeni Asır röportajı Empty
MesajKonu: Tolga Çevik Yeni Asır röportajı   Tolga Çevik Yeni Asır röportajı EmptyPtsi Tem. 27, 2009 10:22 pm

BABA OLMAK OYUNCULUĞUMU DA ETKİLEDİ

"Komedi Dükkanı" ile hayran sayısını katlayan Oyuncu Tolga Çevik, iki çocuk sahibi olduktan sonra hem izleyicisine hem de çevresindeki insanlara karşı daha hassas ve anlayışlı hale gelmiş

Cuma akşamları TRT ekranlarında Komedi Dükkanı ile izleyicisiyle buluşan Oyuncu Tolga Çevik, iki buçuk yaşındaki kızı Tuna ile üç buçuk yaşındaki oğlu Tan'la kurduğu ilişkiyi, babalığı ve oyunculuğu anlattı.
-Kızınız Tuna ve oğlunuz Tan, sizin çocukluğunuza benziyor mu?
Biz onlarla yarışamayız! Hakikaten bizim gibi değiller. Ben oğlumun yaşındayken salak salak ortada dolaşan bir çocuktum. Şimdikiler öyle değil. DVD'yi takıyor, ileri alıyor filan. Ben DVD'nin nasıl çalıştığını babama hala anlatamıyorum. Dijital çocuk bunlar. Kardeşiyle kavga ediyor, bir şey oluyor, kızacağım bir anda, "Baba şu anda konuşmak istemiyorum" diyor. "Biraz çocuk gibi konuş ya, niye konuşmak istemiyorsun?" diyorum; "Çünkü şu an çok duygusalım" diyor. Sen 'duygusalım'ın anlamını nereden biliyorsun! Nasıl biliyor olabilirsin ki? Ben 35 yaşındayım, herhalde üç senedir duygusal kelimesini kullanmadım. Böyle garip oldukları için de korkutuyorlar.

OJELERİMİ SÜRMEDİM BABA!

-Nereden biliyor olabilirler?

Nereden olacak işte, izlediklerinden ki biz bu konuda çok dikkatliyiz. Onların seyredecekleri her şeyi öncesinde bir kere biz izleriz. Sonuçta onların yüzde 90'ı Amerika'dan filan geldiği için çocuk için bile yapılmış olsa, onların sistemiyle bizimki farklı. Çocuğumun onların çocuğu gibi yetişmesini veya o tarz bir diyalog kurmasını istemiyor olabilirim. Birkaç tanesine çok güvenip seyrettirdik, içinden öyle cümleler çıktı ki, bize kafa tutarken bir anda 20 yaşında oluyorlar. Genelde argo cümleler oluyor ve arkadaşlarımdan bile duymadığım cümleler, onu da örnek vermek istemem. Versem de yazamazsınız... Sabahları "Günaydın kızım" diyoruz, "Bi dakka, daha ojelerimi sürmedim" diyor. Daha iki buçuk yaşında ve ojeleri olmadan kahvaltıya oturmaması beni biraz geriyor tabii.

KÖTÜLÜK EVE GİRDİ

-Başka hangi konularda hassassınız?

Beslenmelerine çok dikkat ediyoruz çünkü gördük ki, beslenme çok önemli bir şeymiş. Eşimin hamileliğinde sağlıklı beslenmesinden çocukların şu anki durumları belli oluyor. Bizimkiler 40 yılda bir hastalanır. Bir de eskiden bizi sokağa salıyordu. Kötülük yoktu ya da olduğu yeri biliyorduk, oraya gitmiyorduk. Şimdi kötülük nerede kimse bilmiyor. Çocuğu sokağa salmayınca kötülük yapmak isteyenler evinize girmeye çalışıyor. Ya TV ya DVD ya da radyo ile... Onların amacı size ulaşmak. Sizin yapacağınız tek şey, her şeyi denetlemek. Bizim çocuklarımız daha plastik tabanca görmedi ama okula gidince yanındaki arkadaşı gösterecek.
-Çocuklarınızın eğitimleri konusunda klasik ebeveyn modeli misiniz?
Hamasi şeyler bizde etken. Sülalemize bakıyoruz, anormal insan yetişmemiş -gerçi biz de ne kadar normaliz tartışılır- e, kötü de bir aile de değiliz. Demek ki o formül kullanılır ama birebir değil tabii ki. Bu sevgilisi için de geçerlidir insanın. Bir önceki ilişkinizde yaptığınız hatayı bir sonraki ilişkinizde düzeltirsiniz fakat yine yaranamazsınız çünkü insan başkadır, formül yine değişmiştir.

-Çocuklarla birlikte oyunculuğunuzda bir değişiklik oldu mu?

Onların doğumuyla oyunculuğa bakışım farklı oldu ama insanlara bakışım tamamen değişti. Çoluk çocuk sahibi değilken, insan karşısındakine zarar verebilecek noktaya gelebiliyor. Fakat anne-baba olduktan sonra onun da bir anne-babanın evladı olduğunu düşünüp bu kadar da kolay zarar verilemez kanısına varıyorsunuz. Daha anlayışlı oluyorsunuz. Eskiden böyle değildim, sinirlenince hemen papaz olurdum. Gergindim, sinirimi saklamaktan çok çekinmiyordum. Ama başkalarının çocuklarına daha da toleranslı oldum gibi bir durumum olmadı. Tam tersi başkalarının çocuklarına karşı daha da tahammülsüz oldum.

-Çocuklarınızın yanında eşinizle tartışır mısınız?

Bazen oyun tartışmaları yapıyoruz onların önünde. Hani sonunda tartışmayı tatlıya bağlayarak, tartışma sırasında birbirlerinin saçını başını yolmamaları gerektiğini anlatmak için... Ama gördük ki, bu da işe yaramıyor. Çünkü o kadar objektifler ki, amiyane tabirle, yemiyorlar. 'Bunun sonu böyle bitmez' deyip, 'bu işte kesin bir numara var' diye inanmıyorlar. ıÜüÇocuklarım benim ne iş yaptığmın farkında. Tan, ben evden çıkarken, "Komedi Dükkanı'na mı gidiyorsun babacığım, kolay gelsin" filan diyor. Beni televizyonda seyretmeyi de seviyorlar ama eğer yan yanaysak oğlum izlettirmiyor. Çünkü kendisi ilgi çekmek istiyor. Reklamlarda kullandığım kelebek esprisi onların da diline pelesenk olmuş durumda. 'Komedi Dükkanı'nda Tan 20 dakika kadar oynadı. Ama o bölümü yayınlamayacağız. Nazara inanırım biraz...

-Sizce Türk filmleri yurtdışında iş yapmaz mı?

Dizileri Arap ülkelerine satıyorlar. Niye yapılan diğer şeyler de satılmıyor bilmiyorum. Hollywood filmleri ambargo durumundan ötürü Araplar'a gidemiyor. Hollywood'un kalesi yıkıldı.

-İzleyici de Türk filmini takip ediyor...

Filmlerimiz güzel olmaya başladı. Artık yönetmenlerde de 'eğer çok iyi bir film yapmazsak seyirci yüzümüze bakmaz' diye bir korku var. Düşünün, seyircinin filmde ışık ayırt ettiği bir döneme geldik.

-Bir senaryo yazıyormuşsunuz. Doğru mu?
Doğru. Vallahi hemen yazıp, hemen çekeceğiz, çünkü başkalarını beklemekten sıkıldım.

Göksel Kortay'ın unutulmaz desteği

-Oyunculuk kariyeriniz Yılmaz Erdoğan'ın 'Vizontele' filmi ile başlamış, 'Komedi Dükkanı' ile zirveye çıkmış gibi algılanıyor. Siz de öyle mi görüyorsunuz?

Yok efendim olur mu öyle şey! Ben 'Vizontele'de oynadığımda 27 tane ödül almıştım. Hadi Çaman ile Yeditepe Oyuncuları arasına kursiyer olarak başladım, atölyede. Konservatuvarı kazanamadım ve hocam Göksel Kortay, "Sen Amerika'ya git" dedi. Göksel Abla'nın sınıf arkadaşı Faye Dunaway'den referans alarak ABD'de Central Missouri State University'e gittim. Bunu kimse kimseye yapmaz. Göksel Abla benim hayatımda önemli bir taştır.

"Animasyon filmleri büyükler de izliyor"

'Despero' adlı animasyon filmde 'kahraman fare'yi seslendiren Tolga Çevik, küçük fare Desperaux Tilling'i kendi çocukluğuna benzetiyor: "O da kendi boyunun farkında olmadan her işe bulaşıyor. Benim çocukluğum gibi" diyor. 60 milyon dolarlık animasyon film Despero'da başkahraman 'Desperaux Tilling'i seslendiren Tolga Çevik, "Çocuklar için olmaktan öte ciddi mesajları olan bir animasyon film. Son yıllarda Hollywood'un çığır açıp bu hale getirdiği animasyon filmlerinin çoğunu aslında biz büyükler seyrediyoruz" diyor.

-Bu filmin bütçesinin 60 milyon dolar olduğu konuşuldu. Dublajda da böyle büyük paralar alınıyor mı?
Yok canım nerede!

-Türkiye'de bu kadar büyük bütçeli bir film yapılabilir mi?
Çok isterim de ama film bittikten sonra teknik isimlerin aktarıldığı kuyruk jeneriği, bizim herhangi bir Türk filmi jeneriğinden bile uzun. Sanmıyorum ki bunun altından kalkılabilsin. Bizde şu ana kadar en yüksek bütçeli film 'A.R.O.G' oldu. Ona bile 10 milyon dolar harcandı diye neredeyse olay oldu. Millet birbirini kesiyor, bu kadar para harcanır mı bir filme, hani ülkede açlık var filan diye...

-Karakteri siz mi seçtiniz?
Bu karakteri, seslendirme yönetmenim olan Volkan Severcan teklif etti ama bu karakteri kabul etme sebeplerimden biri, benim çocukluğuma benzemesi. Ben de sessiz sakin ama biraz zibidi bir çocuktum. Karakter analizini okuyunca kendi çocukluğuma çok yakın buldum çünkü kendi boyunun farkında olmadan her işe bulaşmaya çalışıp her şeyin üstesinden gelmeye çalışan bir fare. Normalden de küçük, kendi standartlarının bile altında ama müthiş sevimli, çok cesaretli. Cesareti cehaletinden mi geliyor ona çok fazla değinilmiyor ama 'neden korkayım ki!' diyen bir fare. Bu durum farelerin ana prensibine aykırı. Zaten o yüzden o bir kahraman
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tolga Çevik Yeni Asır röportajı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tolga Çevik Sinematurk Röportajı
» Tolga Çevik ile haftasonu röportajı.
» Tolga Çevik Elle Dergisi Röportajı
» Tolga çevik hürriyet gazetesi röportajı
» Tolga Çevik Full Ekran Röportajı [Video]

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Tolga Çevik Fan Sitesi (: :: Tolga Çevik :: Basında Çıkan Haberler-
Buraya geçin: